Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği
|
Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana'ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud henüz 4 yaşındadır. 1938 yılına kadar burada yaşar.
Lise yıllarında Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenir, kendi çabalarıyla da İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrenir. Aslında istemediği halde Goethe'nın yapıtlarından etkilenerek başarılı bir öğrencilik hayatının ardından tıp okumaya karar verir.
Üniversite yıllarında Yahudi düşmanlığıyla karşılaşarak toplumun dışına itilir, soyut yaşamayı ve buna katlanmayı öğrenir. 1876 yılında fizyolojist Brücke'nin laboratuvarına girer; burada anatomopatoloji ve insanın sinir sistemi üzerine araştırmalar yapar. 1881'de tıp öğrenimini bitirir, 1833'de dönemin en ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert'in yönetiminde psikaytr kliniğinde asistan olarak çalışmaya başlar. 1884'de kokain üzerine bir inceleme yapmakla görevlendirilir. 1884'te kokainin analjezik özelliklerini keşefeder, anestezik niteliklerini ise sezinler. (Freud, Yaşamım ve Psikanalız adlı yapıtında bununla ilgili olarak kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı başkaları tarafından ortaya çıkarıldığını ileri sürer)
Aldığı bir bursla 1885'te Paris'e gider, Salpêtriê Hastanesi'nde, Jean Martin Charcot'nun yanına giderek staja başlar. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemler. Chatcot'dan çok etkilenir. (Yaşamım ve Psikanaliz'de Charcot üzerine ne kadar düşkün olduğu açıkca görülür) Charcot'nun konferanslarını Almancaya çevirmeye karar verir ve Çeviri 1886'da yayımlanır.
1886'da Paris'ten ayrılarak Berlin'e gider. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilenir. Daha sonra Viyana'ya dönerek özel hekimliğe başlar. 1886 ekim ayında 4 yıldır nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlenir. Sinir hastalıkları ve histerikler arasında kendine müşteriler edinir ve dönemin ünlü tedavi yöntemlerini, elektroterapi ve hipnotizmayı uygular. 1887'de Dr. Bernheim'in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamarı Üstüne adlı kitabını çevirir.
Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçer. 1892 - 1895 yılları arasında Charcot'dan Salı Günü Dersleri adlı kitabının yaptığı çevirileri, savbunma psikonevrozları üzerine bir makale ile saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi, Breuer ile ortaklaşa hazırlarlar. Yalnız tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler pek de hoş karşılanmaz. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır.
1896 yılında babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girer ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başlar. Yine aynı yıl Breuer'le nevrozların cinsel açıdan açıklanması konusunda ters düşerek yollarını ayırırlar. Histerinin cinsel etiolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açar. Breuer'le ikişkini kestikten sonra, kendi yoluna tek başına yürür. Bu dönemde W. Fliess'le yazışmaları, özçözümleme süreci, büyük rol oynar. (Bu yazışmaları Freud'un ölümünden sonra eşi ve kızı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Freud psikanalize özel hayatını karışmak istemediğinden dolayı, kişisel hiçbir şeyi geride bırakmak istemediğinden dolayı, birçok yazışma ve mektubu ölümünden önce yakmıştır.) Bu süreç boyunca, ki 10 yıllık bir dönem, Freud hem yandaş, hem öğrenci bakımından yalnız kalır. Kendini hastaların tedavisine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırır. Bunun sonucu; 1897'de Oedipus Kompleksi, 1900'de Düş Yorumu (iki cilt) ortaya çıkar.
1908'te Viyana Psikanaliz Derneği kurulur (Bu Freud için bir dönüm noktasıdır, buna Yaşamım ve Psikanaliz kitabında büyük yer vermiştir.) ama bu tarihten önce de Freud'un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902'den sonra "Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği", başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel, Alfred Adler olmak üzere, Freud'un ilk yandaşları bir araya gelirler. 1904'de E. Bleuer'le yazışmaya başlar. 1907'de onun asistanıı C. G. Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürich'te Freud Derneği kurar. (Bu Freud için büyük bir başarıdır, çünkü psikanaliz artık sınırların dışına çıkmıştır.) Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi'ne katılır ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD'ye yolculuk eder. Freud, 1910 - 1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımlanır.
1923'de kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı konur. İzleyen yıllarda 33 kez ameliyat olur. Sürekli protez takması gerekliliğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çeker. 1938'de Naziler'in Viyana'ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya'yı terk etmek zorunda kalarak Londra'ya yerleşir. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam eder.
Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamak için hepsini yakmıştır. Onun için Freud'a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk olarak yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones'un 1953'te yayımlana üç ciltlik Sigmund Freud'un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla ortaya çıkmıştır.
Psikiyatride "psikanaliz" adı verilen bir yöntem geliştirdi. Buna göre, ruhsal sorunların kaynağını, hastaların bastırdıkları ve bilinçaltına ittikleri sorunlarda aradı. Hastaların bilinçaltındaki duygularını yüzeye çıkarmaya dayalı "psikoterapi" adı verilen bir yöntemle hastalarını iyileştirmeye çalıştı.
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi